Kurtuluş Partisi Gençliği, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 99. yıl dönümünde bir açıklama yayınladı.
Kurtuluş Partisi Gençliği’nden yapılan açıklamada ” İşte bu yüzden Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızın izlerini silmeye çalışmakta, yakaladıkları her fırsatta Mustafa Kemal’e ve silah arkadaşlarına hakaretler savurmaktalar. Çünkü “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek emperyalistleri denize döken Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyecilerin Antiemperyalist ruhlarından hala korkmaktalar.” sözleri dikkat çekti.
Yapılan o Açıklama:
Asla söndürülemeyecek mücadele ateşi: 19 Mayıs
Bundan tam 99 yıl önce Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyecilerimiz işgal altındaki vatanımızı Emperyalistlerden ve yerli işbirlikçilerinden kurtarabilmek için “Ya İstiklâl Ya Ölüm” şiarı ile yola çıktılar. Dünyada emperyalizme karşı kazanılan ilk bağımsızlık savaşını, Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımız’ı gerçekleştirdiler. Emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçilerini ülkemizden kovdular. 19 Mayıs, Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız’a kıvılcım olmuştur, İkinci Kurtuluş Savaşımız’ın da meşalesidir!
Emperyalistler, 99 yıl önce kaybettikleri bu savaşı, uğradıkları bu müthiş hezeyanı unutamadılar. Sömürdükleri diğer mazlum halklara umut olmasını, yeni bağımsızlık mücadelelerine örnek olmasını sindiremediler. Besledikleri derin intikam duygusu ve emperyalist emellerini hayata geçirme arzusuyla pusuya yattılar. Vatanımızı topuyla, tüfeğiyle işgalinde başarılı olamayan emperyalist çakallar bu kez başka bir yol izlediler; ekonomik, siyasi olarak ablukaya aldılar, kendilerine bağımlı hale getirdiler ülkemizi. İşbirlikçilerini iktidara getirerek, planlarını onların eliyle hayata geçirdiler. Sevr adıyla yırtılıp suratlarına fırlatılan hedeflerini, allayıp pullayarak yeniden getirdiler önümüze. Ülkemizi 1950 yılından bu yana AB-D Emperyalistlerinin belirledikleri hain işbirlikçileri yönetmektedir ve bunların tamamı bu projeyi hayata geçirmek için çalışmıştır. Yoksulluk cehenneminde yanan, CIA İslamı’yla uyuşturulan halkımız, 70 yıldan bu yana emperyalizmin uşaklarına mahkum edilmiş durumdadır.
Bütün bu uğraşlarının sebebi Birinci Kurtuluş Savaşımız’ın intikamını almak, Yeni Sevr’i yani bugünkü adıyla Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirmek, vatanımızı üç parçaya bölmektir. İşte bu yüzden Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızın izlerini silmeye çalışmakta, yakaladıkları her fırsatta Mustafa Kemal’e ve silah arkadaşlarına hakaretler savurmaktalar. Çünkü “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek emperyalistleri denize döken Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyecilerin Antiemperyalist ruhlarından hala korkmaktalar.
Yerli ve yabancı Parababaları, işbirlikçileri AKP’giller eliyle halklarımızı işsizlik ve pahalılık cehenneminde cayır cayır yakmaktadır. Bu gerici, asalak, halk düşmanı güruh ülkemizi Ortaçağ karanlığına götürmektedir.
İnsanlığın baş düşmanı ABD Emperyalistleri Büyük Ortadoğu Projesi ile Ortadoğu Halklarına kan ağlatmakta, zulüm, açlık ve sefaleti reva görmektedir. Ortadoğu coğrafyası Emperyalistlerin kanlı planlarıyla sömürgeleştirilmeye mahkûm edilmektedir. Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde 1990’dan bu yana 10 milyon masum Müslüman katledilmiş, Irak, Libya ve Suriye fiili olarak parçalara bölünmüştür.
Daha birkaç gün önce tüm dünyanın gözleri önünde mazlum Filistin halkı vatanına sahip çıkmak isterken kurşuna dizildi ve tarihe geçecek bir katliam yaşandı. ABD Emperyalistleri ve onların Ortadoğu’daki karakolu Siyonist İsrail bir kez daha ne kadar kan emici, ne kadar insanlık düşmanı olduklarını gösterdiler.
Sıra artık Türkiye’dedir. Emperyalist savaş köpekleri ülkemizde de aynı planları uygulamaya sokarak Kurtuluş Savaşı ile yırtıp çöpe attığımız Sevr’i halklarımıza dayatmaktadırlar.
Ülkemiz ise bu emperyalistlerin türlü türlü kimliklere bürünmüş işbirlikçileriyle çevrelenmiş durumdadır. Bugün, meclisteki Amerikancı 5’li çete Büyük Ortadoğu Projesi’nin taşeronluğunu yapmaktadır. Bir teki bile, kanlı zalim AB-D emperyalizmine karşı değildir. İktidar hangisinde olursa olsun, AB-D ile ‘müttefik’ olmaktan vazgeçmeyecektir. Geçtiğimiz günlerde Gazze’de yaşanan katliam sonrasında da bu durum bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Meclisteki 5’linin tamamı İsrail’e birkaç sataşma dışında AB-D Emperyalizmine ses çıkartamamıştır. Sadece ufak mızıldanmalar gösterebilmişlerdir. Çünkü onlar emperyalizmin koltuk değnekleri olmadan yürüyemez durumdadır.
Yaklaşan baskın seçim de aslında bir düzenbazlıktan ibarettir. Bu seçimin, sonucu ne olursa olsun bizce kazanını çoktan bellidir; ABD ve AB Emperyalistleri. Halkımıza reva görülen her zaman ki gibi ölümlerden ölüm beğenmek olacaktır.
Ancak Emperyalistler ve yerli hainler çetesi şunu bilmelidirler ki; bu hayâsızca gidişe dur diyen,“Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense ölmek yeğdir” şiarını benimsemiş bizler de aynı Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız’da olduğu gibi yeniden Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçilerini vatanımızdan defedeceğiz. Henüz 17 yaşındayken elde silah vatan müdafaasına atılan Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünce oğulları ve kızları olarak, ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ şiarını ölünceye dek haykıran Denizler’in, Mahirler’in gerçek devamcıları olarak bu mücadeleyi halklar kurtuluşa erene kadar sürdüreceğiz.
19 Mayıs’ta yakılan bağımsızlık meşalesini elimizden düşürmeyeceğiz. Yeni Sevr’i de parçalayıp atacak, İkinci Kurtuluş Savaşımız’ı da zafere ulaştıracağız!