CHP Çanakkale İl Başkan Yardımcısı Güneş Pehlivan Kadın Hakları ile ilgili yapmış olduğu açıklamada ”Diktatör Rafael Trujillo’nun zorbalığına karşı kadınlar olarak; şiddetine karşı ise devrimciler olarak örgütlü ve siyasi mücadele veren Mirabal Kardeşler Dominik Cumhuriyeti’nde özgürlük ve adalet umudunun sembolü oldular.
Tek adamlık rejiminin işlediği siyasi cinayetin kurbanı olan Mirabal Kardeşlerin mücadelesi dünyanın tüm kadınlarına, boyun eğdirilmek istenen halklarına örnektir.
Kendisini ülkenin ve vatandaşların sahibi sanan, politik şiddet eylemleri ve siyasi suçlarla iktidarını pekiştirmeye yeltenen tüm iktidarlara ise bir ders niteliğindedir.
Tek adamlık hevesine soyunmuş her Trujillo, milyonlarca Mirabal kardeş yaratacak, yarattığı direnişin karşısında aciz ve hükümsüz kalacaktır.
Mirabal Kardeşlerin mücadelesi bugün kadına yönelik aile içi şiddet ve her türlü şiddetin önlenmesi mücadelesine bir örnek ve gerekçedir.
Zira kadına yönelik her türlü şiddet münferit değil, sistematik ve politiktir.
Özgürlük karakteri ve demokrasi kültüründen uzaklaşan toplumlarda şiddet olgusu yükselir ve kadını hedef alır.
Öyle ki; Atatürk’ün cumhuriyet devrimleriyle çağ atlamış olan kadının hak ve statüsü, içinde bulunduğumuz politik süreçte darbe almıştır. Ailede, sokakta, okulda, işyerinde, kamuda ve yargıda şiddetin tüm örüntüleri kadınların üzerine çökmüştür.
Kadının insan haklarına yönelik uluslararası sözleşmeler küresel siyasi arenada muhafazakar demokrat imajının bir parçası olarak imzalanmış ise de iç hukukta uygulanmamış, fiilen rafa kaldırılmıştır.
Anayasal hak, statü ve güvenceleri iç siyasette iktidarlık yarışına kurban edilmiş, kararnamelerle darbeye uğramıştır.
Lübnan’da, 17 Ağustos 2017 günü büyük kadın yürüyüşü ile protesto edilerek yürürlükten kaldırılmış bulunan “Tecavüzcüye evlilik yoluyla af” düzenlemesini, Türkiye’deki siyasi erk 2016’da yasalaştırma girişiminde bulunmuş ancak kadın mücadelesi sonucunda başarılı olamamıştır. 1934’te İsviçre ve Fransa’ya hak ve eşitlik dersi veren Türkiye, bugün Lübnan ile aynı gündemi izlemek mecburiyetinde bırakılmıştır.
Dernekleri kapatılan, sokaklardan yasaklanan, gülmekten men edilen, örgün öğrenimin dışına itilen, muhalif kimlikleri nedeniyle tutuklanan, korunma talebiyle başvurduğu merciden “Ölüm Allah’ın emridir” cevabını alan kadınların var olma mücadelesi her zamankinden daha güçlüdür.
Kadının hak ve memleket mücadelesi Havva Ananın isyanındadır.
Tüm yurtta yükselen tencere tava seslerindedir.
Gezi Parkına girerek el ele tutuşan annelerin yüreklerindedir.
Yüksel caddesinde rehin alınan İnsan Hakları Anıtındadır.
Boyun eğmeye hayır diyen kadınların türkülerindedir.
Çan, Bayramiç, Ayvacık ve Yenice ilçelerimizde alınterini döktüğü bir karış yurt toprağını korumak için maden ve santral şirketlerinin önünde dikilen, köylerine rant, komisyon ve zehri sokmayan kadınların kenetlenen ellerindedir.
Tecavüz yasasına karşı İskele Meydanı’nda manifesto veren Çanakkaleli kadınların dik duruşundadır.
Kadın katliamlarına karşı “Gel sen de otur, dünya dursun” diyerek adalet nöbeti tutan kadınların azmindedir.
Atatürk cumhuriyetinin aydınlık, laik, özgür ve çağdaş kadınları hakkını, hukukunu, cumhuriyetini, çocuklarını ve geleceğini korudukça; hiçbir diktatörlük girişimi nihai zaferini ilan edemeyecektir.
Kadınlarımız gasp edilen tüm haklarını yeniden tesis edecektir. Dayanışmamız ve örgütlülüğümüz hiçbir baskının, zorbalığın, kararın, infazın erişemeyeceği bir yerde; aydınlık zihinlerimizdedir.”dedi.