Gazi Meclisimizi Çanakkale ruhuyla selamlıyorum” diyerek konuşmaya başlayan ve konuşması esnasında sık sık CHP Grubu Milletvekillerinden alkış alan CHP’li Bülent Öz, konuşmasını Çanakkale için kaleme aldığı şiiriyle tamamladı.
Çanakkale Milletvekili Bülent Öz ders niteliğindeki Meclis konuşmasında şunları ifade etti:
Üç gün sonra 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’mizin yıl dönümü. Başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
UMARIZ BU YIL 18 MART’TA ÇANAKKALELİLERİN ALINMADIĞI BİR STADYUM KUTLAMASI YAPILMAZ
Çanakkaleliler olarak son yıllarda stadyumdaki 18 Mart törenlerine alınmasak da akşam fener alayında on binlerce Çanakkaleli hemşehrimizle birlikte Çanakkale ruhunu yaşatıyoruz.
Umuyoruz ki bu yıl ev sahibi Çanakkaleli hemşehrilerimin alınmadığı bir stadyum kutlaması yapılmaz.
ÇANAKKALE MİLLİ ONURUMUZDUR, NERELİ OLDUĞUNUZUN ÖNEMİ YOK, HERKES ÇANAKKALELİDİR
Değerli milletvekilleri, Çanakkale türküsü söylenince herkesin yüreği titrer. Kınalı kuzular, kadınlar tek yürek olmuş, “Çanakkale geçilmez.” dedirtmiştir.
Çanakkale, dünümüzün namusu, bugünümüzün onurudur. Herkes namusunu ve onurunu, Çanakkale kahramanlarının Çanakkale’yi ve yurdunu savunduğu gibi korur. O yüzden nereli olduğunuzun önemi yoktur, herkes Anafartalıdır, herkes Conkbayırlıdır.
ŞEHİTLERİMİZE BORCUMUZU ANCAK ÇAĞDAŞ BİR TÜRKİYE İLE ÖDEYEBİLİRİZ, DİL UZATARAK DEĞİL
Çanakkale, ön söz, son söz, en güzel sözdür. Dün esaret ile tutsaklığa “Dur.” diyenlerin dileği, bugün Atatürk’ün izinde çağdaş Türkiye’dir.
Hatıramızı ve hafızamızı yenileyelim, düşünelim. Gelibolu Yarımadası’nda bir bedel vardı. O, çileydi, candı, kandı; ödendi. Anafartalar’da, Conkbayırı’nda bedel ödeyenler vardı; onlar, gazi, şehit ve kahramanlardı, atalarımızdı.
Bugün Çanakkale’de vatanımız için şehit olmuş, toprak olmuş insanlara borcumuz var. Bu borcu, ülkemizi çağdaş yarınlara ulaştırarak ödeyebiliriz, dil uzatarak değil.
1915’TE BİR ÜNİVERSİTE GÖMÜLDÜ, 1992’DE 18 MART ÜNİVERSİTESİ OLARAK DOĞDU
Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale savaşları için “Biz Çanakkale’de bir darülfünun gömdük.” demişti. Şehit olan üniversiteli fidanlarımızı kastetmişti. İşte o fidanlar 77 yıl sonra Boğaz’ın karşı yakasında yeniden filizlendi.
1915’te Boğaz’ın bir yakasında bir üniversite gömülürken, 1992’de Boğaz’ın diğer yakasında 18 Mart Üniversitesi olarak doğdu. İşte o 18 Mart Üniversitesi şehitlerimizin ruhunu taşıyor.
SÖZDE AKEDEMİSYEN ÇANAKKALE RUHUNA AÇIKÇA HAKARET ETMİŞTİR
Fakat şanlı tarihimizden ismini alan 18 Mart Üniversitemizde sözde akademisyen bir densiz “Camilerimizden ezan sesi susmasın.” diyerek Çanakkale’de şehit olan o fidanlarımıza ve camilerimize iftira atarak dil uzatıyor, Çanakkale ruhuna saygısızlık yapıyor.
Bu kişi için soruşturma açıldığı söyleniyor. Söylediği açık, neyin soruşturması yapılıyor, sormak gerekiyor.
Cumhuriyetimizi ve değerlerini Çanakkale’yi savunur gibi savunacağız. Genelev ile camiyi yan yana tutacak kadar fütursuzca konuşan birisinin hâlâ görevde tutulması Çanakkale’mize, şehitlerimize, milletimize hakarettir.
Soruyorum: Bu zat kimler tarafından korunuyor, neden hâlâ görevde tutuluyor?