Naim MAKAS “Bu çirkin söylemlerin, Atatürk CHP’sine gönül vermiş Chp’lilerin fikirlerini temsil ettiğine asla inanmıyoruz!” dedi.
AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas, Merkez İlçe Başkanı Yıldıray Ölçek, İl ve İlçe Yöneticilerinin yanı sıra Çanakkale Belediye Meclis üyelerinin de katılmış olduğu basın açıklamasında ”Geçtiğimiz günlerde hepimizi derinden üzen ve acısını milletçe paylaştığımız, askeri helikopter kazasında şehit düşen 11 kahraman askerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, acılı ailelerine, aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyoruz. Ayrıca tedavisi devam etmekte olan 2 askerimize, sağlıklarına biran evvel kavuşmaları temennisi ile acil şifalar diliyoruz.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor; sağlık, mutluluk ve başarı dileklerimizi iletiyoruz. Bizim için 8 Mart, kadınlarımızı hatırladığımız tek bir gün olmaktan ibaret değildir. Bizler 8 Mart vesilesi ile kadın haklarına, kadınlarımızın toplumumuzdaki yerine, önemine dikkati çekmek adına bugünü anlamayı ve anlatmayı görev biliyoruz. Hiç şüphesiz ki bizler kadını baş tacı olarak gören bir neslin evlatlarıyız. Fakat 2 gün önce Samsun’da bir annenin, çocuğunun gözleri önünde darp edildiği olay hepimizi derinden üzmüştür. Bu elim hadise; vicdanları yaralamış, çok haklı bir infiale yol açmıştır. Kadına yönelik her türlü şiddeti lanetliyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele çok boyutludur. Kadına şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemelerin yanında, çok güçlü kültürel ve ahlaki hassasiyetler inşa etmeliyiz. Kadına şiddeti, gündelik yaşamın her alanında mahkûm etmeliyiz. Parti sözcümüz, Genel Başkan Yardımcımız Sn. Ömer Çelik’in de ifade ettiği gibi, bu saldırıyı düzenleyen şahsın en yüksek cezayı alması en büyük temennimizdir ve AK Parti bizatihi bu olayın takipçisi olacak, her aşamasını takip edecektir. Bu konuda toplumsal düzeyde yüksek bir bilinç, direnç ve duyarlılık oluşturmamız gerekmektedir.
AK Parti teşkilatı olarak kadının toplumdaki yerini özümsemiş ve politikalarına, teşkilatlarına yansıtmış bir partiyiz. Üreten, değer katan, çalışkanlığın, fedakârlığın örneği olan kadınlarımızın, hayatın her alanında yer almalarını, temel hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağlamak bizim en büyük gayelerimizden biridir. Bu anlamda kadın girişimcilere verilen devlet desteklerinden, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu çalışmalarına, doğum yapan kadınlarımızın maddi ve sosyal haklarının tesisinden, şiddete maruz kadınlarımızın yararlanabildiği kadın sığınma evleri ve şiddet önleme merkezleri ŞÖNİM’lere ve iş kanunundaki kadın hakları ile ilgili düzenlemelere kadar kadınlarımızın haklarını koruyan birçok önemli düzenleme AK Parti iktidarı döneminde yürürlüğe girmiştir. Şüphesiz ki AK Parti; toplumumuzun tartışılmaz bir parçası olan kadınlarımıza yönelik çalışmalarına ve politikalar üretmeye aynı kararlılıkla devam edecektir.
28 Şubat’ı henüz geride bıraktık. Bu sürecin nelere mal olduğunu, kişilerin inanç ve özgürlüklerine vurulan prangaların ne gibi hasarlar bıraktığını çok iyi biliyoruz. AK Parti iktidarı döneminde; bizlerin tartışılmasından bile utanç duyduğumuz, kadınlarımızın başörtüsü ile eğitim almalarına engel olunmasının ve başörtüsü kullanmayı tercih eden kadınlarımıza ‘’türbanlılar’’ denilerek ötekileştirilmeye çalışılmasının önüne geçilerek, kadınlarımız temel hak ve özgürlükler noktasında insani değerlere uygun bir hayat sürmek adına hak ettiği özgürlüğe kavuşturulmuştur. Yalnızca eğitim hakkı değil; seçilebildiği halde meclise giremeyen, kendisini seçenleri milletin meclisinde temsil edemeyen, çağ dışı ve insanlık dışı olarak gördüğümüz bir usulle, protestolarla sözüm ona milletin iradesine had bildirme çabaları ile, zorbalıkla meclisten dışarı çıkarılan kadınlarımızın hakları yine AK Parti döneminde iade edilmiş ve asıl olması gereken şekliyle hayat bulmuştur.
Sadece sosyal toplumda değil; teşkilatımızda da AK kadrolarımızı kurarken taviz vermediğimiz kadın kotamız ile kadın temsiliyetine azami katkı sağlıyoruz. Nitekim il yönetimimizin 3 te 1’i kadın arkadaşlarımızdan oluşmaktadır. Ayrıca Çanakkale’mizin 50 yılsonra tek kadın milletvekili; Gazi Meclisimizdeki şehrimizin tek kadın temsiliyeti yine AK Parti sayesinde gerçekleşmiştir.
AK Parti teşkilatı olarak toplumu ilgilendiren birçok alanda hassasiyetimizi taşıyorken, 2021 yılı Türkiye’sinde ‘’Türkiye’nin aydınlanma döneminde darbe vari hareketlere yönelim normaldir’’ diyerek; dünya kamuoyunda ülkemiz itibarını sarsan ve vicdanlarda büyük yaralar açan 28 Şubat Post Modern darbesini meşrulaştırmaya kalkışmak kelimenin tam anlamıyla bir aymazlıktır. CHP’li belediye meclis üyesi Canpolat’ın; 28 Şubat’ı ve darbeyi meşrulaştırmaya kalkışmasını esefle ve şiddetle kınıyoruz. Kamuoyunun da aynı şekilde kınamasını beklediği, fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da sessizliğini koruyan; CHP il başkanına soruyoruz, zamanında ikna odalarında zulüm edildiğini düşünenlerle ittifak içerisinde değil misiniz? Bu nasıl bir tezatlık? Bu nasıl bir senfoni, bu nasıl bir ortaklıktır? İlke yok, tutarlılık yok…
Son 20 yılda yapılan 18 bin camiden bahsediliyor, üzerine bir de ‘’Bu camiler ibadet için kullanılmıyor’’ deniliyor. Bu konuşmalar esnasında bir yandan da maalesef belediye başkanı da onaylıyor. Daha 1 ay önce Tekzen bölgesi diye ifade edilen bölgede, cami yapılması için gerekli imar plan tadilatını, belediye meclisi oylayıp onaylamadı mı? 2 yıl boyunca, çeşitli bahanelerle ertelediğiniz, kamuoyunun ısrarla beklediği bu planın onayında; belediye başkanı ve bu sözleri söyleyen belediye meclisi üyesi Canpolat’ın da aralarında olduğu CHP’li meclis üyelerinin imzaları yok mu? Bunu nasıl açıklayacaksınız? ‘’On sekiz bin birinci cami’ belediye meclisinde, CHP’li arkadaşlarınızın da oyları ile onaylandı. Yoksa siyaseten mi onaylandı? Yine mi samimi olunamadı? Yoksa insanların gözü boyanmak için mi onaylandı? Yarın onayladığınız o alana cami yapılırken, 20 yılda 18000 cami yapıldı, biz istemiyoruz bu camiyi mi denilecek? Bu nasıl bir tezatlıktır?
Söz konusu jakoben tavırlı CHP’li belediye meclisi üyesinin ifade ettiği; merkez ilçe belediye başkanının onayladığı ve CHP il başkanının da sessiz kaldığı bu söylemlerin; Atatürk CHP’sine gönül vermiş CHP’lilerin fikirlerini temsil ettiğine asla inanmıyoruz! Nitekim CHP’li siyasi unsurların; toplum vicdanını zedeleyen bu tarz söylemlere ve kamuoyuna da defalarca yansıyan yönetim kademelerindeki taciz olaylarına sessiz kalmalarının sonucundaki CHP’de yaşanan büyük kopmalar, bunun bir ispatıdır.
Yerli ve milli teknoloji hamleleri, yerli ve milli savunma sanayi yatırımları yine son 20 yılda AK Parti döneminde yapılmadı mı? Bölge ve dünya siyasetinde, artık boyunduruğundan kurtulmuş ve söz sahibi olmuş muktedir bir ülke olduk. Gözlüklerimizi çıkaracağız, saplantılarımızdan kurutulacağız ve ölçüp biçip sonra konuşacağız. Yazık, ağzı olan konuşuyor… Böyle fütursuzca, böylesine amacından sapkın cümleleri ifade etmeyi siyaset sayıyorsanız; yerin dibine batsın böyle siyaset! Bu yapılan; şehrimizdeki genç kardeşlerimize, bu şehrin aziz ve muhterem sakinlerine düpedüz haksızlıktır. Şehrimiz; Çanakkale’deki muhalefetin, Çanakkaleli olmayan düşünce tarzıyla büyük yara almaktadır. Barışın kenti dediğiniz Çanakkale’mize ait merkez ilçe belediye meclisinde, darbe resmen meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Binlerce şehidimizin olduğu, adeta medeniyetlerin savaştığı ve bedenlerin birlikte defnedildiği topraklarda, bu denli ayrıştırıcı ve dışlayıcı bir üslup kesinlikle kabul edilemez!
Son günlerde yalnızca şehrimiz kamuoyundan değil, ülke kamuoyundan da bildiğimiz üzere hemşerilerimizin ödediği vergilerle gelir sağlayan merkez ilçe belediyesi ve yöneticilerinin ittifak ortakları ‘’ihale-çanta-makam’’ iddiaları ile ulusal gündeme oturdu. Ortada akıllara durgunluk verebilecek derecede iddialar var. Fakat muhatapları nedendir bilinmez 3 maymunları oynamaktadır. Ulusal kamuoyunda şehrimiz imajına zarar veren bu önemli ve çirkin iddialarla ilgili, milletvekilimiz Sn. Jülide İskenderoğlu TBMM’de bir açıklama yapmış ve iddiaya konu olan kişilerin, açıklama yapması gerektiğini dile getirmiştir.
Fakat iddialara cevap verilmesi yerine, merkez ilçe belediye başkanı Sn. Gökhan tarafından her zamanki gibi demogoji, polemik tercih edilmiş ve konu değiştirilmeye çalışılmıştır.
Sn. Başkan’ın polemik üretmeyi bırakarak iddialara cevap vermesi gerekmektedir. Siyasi konuların, şehrimizde sahibi olmadığını düşünmeye başladık. Şehrimizde çevre sorunları almış başını yürüyorken; bitmeyen binalar adeta şehrin kalıcı silueti haline gelmişken, maneviyatıyla, cazibe merkezi olmasıyla, tarihiyle, mazisiyle göz bebeği olan şehrimizin, bu çirkin itham ve ifadelerle anılmasına rağmen ‘’konu kapanmıştır’’ diyip 3 maymunu oynamak, şehrin sorunları haricinde her şeye göz açıp bunlara gözünü kapatmak, adeta bu şehre ihanettir. Şehrimizin çirkin ve küçük düşürücü bir şekilde anılmasına sebep olan iddiaların muhatapları CHP’li ve İYİ Parti’li yöneticiler kaçmayı bırakıp, acilen bu iddialara cevap vermelidir. Sadece şehrimiz kamuoyu değil, tüm Türkiye kamuoyu bu iddiaların cevaplarını beklemektedir.
Bunlar yetmiyormuş gibi, CHP geçmiş dönem il başkanı, imar komisyonunu basarak komisyonu tehdit etmiştir. Belediye başkanı ‘’hukuk yok ülkede’’ diyebiliyor. Sorumlu olduğu alanın, güvenliğini ve hukuksal bütünlüğünü koruyamayan bir anlayışın ‘’hukuk yok’’ demesi abesle iştigaldir.
Son bir hatırlatma; Ümit Özdağ’ın iddialarına ‘’konu kapanmıştır’’ diyen belediye başkanına sormaktayız, doğrudan temin yoluyla Çanakkale dışından satın alınan mallara ne oldu? Konu Kapanmış mıdır? Değerli kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.” ifadelerine yer verdi.