Tekrar ederek ve hatırlatarak başlayalım..
Bilen sussun, Unutan hatırlasın, Bilmeyen öğrensin… Laf da gediğine otursun. Siyasetçi dediğin ahlaklı olacak kardeşim.Ötesi yok. Benim hayatım, dilediğim şekilde yaşarım diye bir anlayış yok.
Ahlak dersi verenlerin, ahlak deyince mangalda kül bırakmayanların, Bu toplumda Ahlak şovalyeliği yapmalarına ve ya bu konuları mahrem görüp susmalarına,susturma çabalarına hiç kimsenin tahammülü yok. Kalmadı artık.!
Biz kimsenin uçkurunun bekçisi değiliz,olmadıkta; lakin gözümüze soka soka alay eder gibi hareket etmenize de sessiz kalmamızı beklemeyin.
Evet devam edelim konumuza;Özel hayatların kişilere göre farklı mı olması gerektiği veya kime göre özel hayatın sınırlarının nerede basladığı, nerede bittiği günümüzün en önemli konularından biri oldu.
Daha öncede vurgulamıştım, kendi açımdan ilk önce kendi özel hayatımın sınırlarını çizmeye çalıştım. Benim özelim; ailem, arkadaşlarım, akrabalarım ve beni tanıyanlarla sınırlı kaldığını dokunulduğunda veya açık edildiğinde bu kadar kişinin rencide olabileceği hemen aklımdan geçiverdi.
Sonra kendi kendime tamam dedim kimse benim özel hayatımı didiklemez çünkü bundan elde edebilecekleri menfaat çok sınırlı. Hani derler ya masrafını bile karşılamaz...
Acaba diyorum bu gün özel hayatları didiklenenler böyle bir değerlendirmede bulunmuşlarmıydı. Yani anlatmak istediğim, mesela bir sinema sanatçısı, bir tiyatro sanatçısı,önemli bir mevkideki bürokrat,Siyasetçi kısacası etki alanı sadece ailesi, akrabaları ve arkadaşları olmayan topluma mal olmuş ,ile ilçeye o kente veya ülkeye mal olmuş kişiler, özel hayatlarında yapacakları yanlışların etkileyeceği kesimlerin çok olduğu kişiler, kendilerine yaptıkları yanlışların nelere mal olabileceğinin hesabını yaptılarmı acaba.
Bu topluma mal olmuş kişilerin, özel hayatları taze beyinlere örnek teşkil etmekte onların yaptıkları yanlışlar onların özentisi içinde olan bir çok gencimizi zehirlemektedir.
Örnekler o kadar çoğaltılabilirr ki bu konuda romanlar yazılır, diziler bile çekilir.
Benim gelmek istediğim iş çok daha önemli bir konu; siyasetçinin özel hayatı nerede başlar nerede biter, sonuçları nelerdir? kimleri nasıl etkiler.
Aile ülkenin en küçük kurumudur ona bile İHANET eden SİYASETÇİNİN yaşadığı şehre makamına,yol arkadaşlarına hatta Ülkeye ihanet etmeyeceğine kimse garanti veremez.
Yine tekrarlıyorum Kimse bu kişilerin arkasında durmasın. Onları bize, bu millete savunmasın.!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk yargıcı Prof. Dr. Işıl Karakaş’ta emsal bir kararın ardından yapmış olduğu açıklamasında“Siyasetçilerin özel hayatları diye bir şey söz konusu olamaz. Siyasetçilerin yaptıkları işler KAMUYU o toplumu ilgilendirir ve toplumun bunları BİLME HAKKI VARDIR.” demektedir.
Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımızın da medyaya yansıyan konumuz ile alakalı keskin bir açıklaması olmuştu.. Sayın Erdoğan bu tür ilişkiler içinde olanlara hitaben ”Ne demek özel hayat..Yok öyle.. özel olan senin hanımındır ,eşindir.. Başkasıyla ahlaksızlık yaşayacaksın sonra çıkıp özel hayat diyeceksin,bu kimse için, özellikle de siyasetçi için kabul edilemez…’‘ diyerek vurgulamıştı. Diğer siyasi partilerin genel başkanlarının da keza buna benzer açıklamaları muhakkak olmuştur…
ÖZEL HAYAT diyerek GAYRİ AHLAKI İLİŞKİLERİ ve HER TÜRLÜ AHLAKSIZLIKLARI masum gösterme çabası konusunda ahkam kesenlere de bizler yine tekrarlıyoruz ”Kimse bu kişilerin arkasında durmasın. Onları bize, bu millete savunmasın.!
Özetle ; Ne şekilde olursa olsun ahlaksızlıkları belgelenen siyasetçinin ipi çekilmiş demektir,dün de böyleydi bu günde böyle yarında böyle olacak. Burada gayri meşru ilişkinin kötülüğünün dışında, eşine karşı olduğu gibi,MİLLETE KARŞI da bir aldatma ve ikiyüzlülük vardır. Özel hayattır denilip geçilemez…
DİP NOT: Tabii ki herkezin kalem rengi de kalemi de mürekkebi de mürekkebi aldığı yerde farklıdır…yazar yada yazmaz veyahut yazamaz..Katılırım bunu anlamak gerek..Dediğimiz gibi biz kimsenin uçkurunun bekçisi yada takipçisi değiliz. Ancak Tekrarlıyorum daha öncede belirtiğimiz ve de her daim bilindiği üzere, kamuya mal olan ve bize iletilen hiç bir haberimizi, paylaşımımızı, belge beyan ve delil olmaksızın kamuoyu ile paylaşmadık,paylaştıklarımızdan da pişmanlık duymadık..lakin üçüncü kişilerin (ailelerin;çocukların ve masum şahısların) zarar görmemesi adına isimlerini saklı tutuk, müdahale edilmesini bekledik.İlk günden beri Yargı ve Toplum karşısında hesap vermekten çekinmeden korkmadan,sapmadan ve şaşmadan tüm gerçekleri yazdık,kimsenin şüphesi olmasın yarın da yazacağız. Hep beraber İzleyelim; söz konusu DEŞİFRE OLACAK bu tip şahıslar,bunlara göz yumanlar,zemin hazırlayanlar siyasette yine VAROLACAKLAR MI, sahaya çıkacaklar mı, çıkacaklarsa kim-ler çıkaracak,kim-ler sahip çıkacak ,özetle SİYASETTE AYAKTA DURABİLECEKLER Mİ.. (KESİNLİKLE HAYIR) .!
Sonuç her ne olursa olsun Yedek kulübesinde dahi yer alsalar,baş hakem, yardımcı hakem dahi olsalar;Bizim kalemimiz susmadan,kimseden çekinmeden korkmadan herşeyi yazdı bundan sonra da yazacak;Vatandaşa karşı şirin ve onurlu görünme çabaları da işte o zaman artık işe yaramayacak.. HİÇ BİR HUKUKSUZLUK; AHLAKSIZLIK USÜLSÜZLÜK YOLSUZLUK,AYAK OYUNLARI-ŞAİBE GİZLİ KALMADI,BUNDAN SONRADA KALMAYACAK..diyor Saygılarımızı sunuyoruz….
/DEVAM EDECEK..Sona erecek.