Çanakkale Siyasetinde Algı Operasyonları.! İddialar, Gerçekler ve Beklentiler
AK Parti Çanakkale teşkilatında son dönemde yaşanan iç çekişmeler ve kamuoyunda ortaya atılan iddialar, bölge siyasetinde ciddi bir gündem oluşturdu. Özellikle siyasi figürler üzerinden yürütülen kutuplaşma algısı, parti içindeki birlik ve beraberliği hedef alırken, bu durumun kişisel çıkar, mevki ve rant beklentisi taşıyan bazı çevrelerin stratejik bir oyunu olduğu ifade ediliyor. Ancak, Bülent Turan, Ayhan Gider ve Fatih Şahin gibi isimlerin basın ve kamuoyunda ki birlik vurgusu ve stratejik açıklamaları, bu spekülasyonları boşa çıkarmaktadır.
Bülent Turan: 15 Temmuz Sonrası Liderlik ve Mücadele
Bülent Turan, Milletvekilliği, AK Parti Grup Başkanvekilliği ve şu an İçişleri Bakan Yardımcılığı görevleriyle, hem Çanakkale’ye hem de ülke siyasetine önemli katkılar sağlamış bir isimdir. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası süreçte, parti teşkilatında yeniden yapılanma ve zararlı unsurların tasfiyesi konusunda kritik adımlar atmış, bu çabaları ise büyük bir mücadeleyle yürütmüştür.
15 Temmuz öncesi yapılanmaların ve çeşitli kurumsal oluşumların tasfiyesi sürecinde, Turan’ın ortaya koyduğu stratejik hamleler ve teşkilat üzerindeki etkisi kesinlikle göz ardı edilemez. Bu süreçte Çanakkale’de siyasi dengeleri yeniden kurmayı başarmış, parti teşkilatını darbe girişiminin olumsuz etkilerinden arındırmak için büyük bir mücadele vermiştir. Ancak bugün ortaya çıkan değişimlerin, partinin yararına olduğu ifade edilmesi gerekirken, “Bülent Turan’ın izlerini silme” anlayışı yaratılması hem teşkilatı hem de partiyi derinden sarsacak tehlikeli bir algıya dönüşmektedir.
”HIRSA KAPILAN PARTİ’DEN ÖNCE KENDİNE ZARAR VERİR”
Son dönemde ise bazı çevreler tarafından Bülent Turan’a yönelik “itibarsızlaştırma, yok sayma, izlerini silme” iddiaları gündeme getirilmektedir. Bu yaşananların, 2016 dan sonra saha da olmayan bazı tarafgiller tarafından parti içindeki dengeleri yeniden dizayn ederek bozma, kişisel rant ve çıkar sağlama çabaları olduğu açıkça görülmektedir Turan ise bu tür söylemlere karşı yıllar önce yaptığı şu açıklama ile net bir mesaj vermişti:
Turan, “‘Ben olmasam ölürüz, ben olmasam batarız’, yok arkadaş. Bizim bir tek vazgeçilmezimiz var o da Erdoğan. Zaman zaman hırsa kapılan, kibrinden dolayı ayağı yere basmayan insanlar gördük. Bizi bırakanlar oldu, bırakmayanlar oldu. Hırs yapan, partiden önce kendine zarar verir..”
Ayhan Gider: Birlik Mesajı ve Spekülasyonlara Net Yanıt
Çanakkale İl Tarım Müdürlüğü, Özel İdare Genel Sekreterliği ve Milletvekilliği gibi görevlerde tecrübeli olan Ayhan Gider, parti içindeki kutuplaşma yaratma çabalarına karşı net tavır sergileyerek bu duruşunu;
“Ben Ayhan Gider’cilerle değil, AK Partililerle yürümekten keyif alıyorum. Yanlış yaptığımda beni uyaramıyorsanız benim dostum değilsiniz. Ben etrafımda beni alkışlayacak değil, beni uyaracak arkadaşlar isterim.” sözleri ile ifade etmiştir.
Geçtiğimiz yıl bir bayramlaşma töreninde ise, Bülent Turan’la aralarındaki ilişkiye yönelik spekülasyonlara net bir cevap vererek şu açıklamada bulunmuştu:
“Bülent beyle ha kapıştılar, ha kapışacaklar diye bekleyenler vardı. Biz 7 seneyi birlikte geçirdik, ömrümüz vefa ederse 70 seneyi de geçiririz. Kavga bekleyenlere söylüyorum; kendinize iş bulun, işinize bakın.”
Bu açıklamalar, birlik ve dava bilincinin parti içinde güçlü bir şekilde sürdüğünü gösterirken, kutuplaşmayı körüklemeye çalışan çevrelerin çabalarını da boşa çıkarmıştır.
Fatih Şahin: Kongre Süreçlerindeki Spekülasyonlar
AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin’in Çanakkale ilçe kongrelerine katılımı, bazı çevreler tarafından “Bülent Turan’a alternatif bir güç oluşturma” girişimi olarak lanse edilmeye çalışılmıştı. Ancak Şahin’in ,Turan’ın isminin okunmadığı bazı kongrelerde bile bunun farkına vararak, yaptığı konuşmalar ile bu iddiaları net bir şekilde çürütmüştür.
Şahin, özellikle kongrelerde Bülent Turan’a duyduğu saygıyı vurgulayarak “Bülent Bey’in Çanakkale’ye hizmetleri ortadadır. Onun liderliği ve tecrübesi her zaman bizim için bir örnektir..” ifadelerine yer vermiştir.
AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlığını yapmış güçlü bir hukukçu olarak, Çanakkale kökenli bir siyasetçi kimliğiyle ”teşkilata destek” amacıyla bölgedeki kongrelere katıldığı bilinmektedir. Bu rolüyle Şahin, genel merkez adına birleştirici bir görev üstlenmektedir.
Tarafgillerin Stratejisi: Kaos ve Kişisel Çıkar
Parti içinde birlik ve beraberliği hedef alan bazı çevrelerin, kişisel çıkar, mevki ve rant beklentisiyle hareket ettikleri ifade ediliyor. Geçmişte ismi siyaset arenasından silinmiş , toplumda karşılığı ve itibarı olmayan bu grupların, dedikodular, fitne söylemleri ve kulisler üzerinden kaos ve çekişme algısı yaratarak yeniden siyaset sahnesinde yer edinmeye çalıştıkları açıkça gözlemleniyor. Bunları siyaset arenasından uzaklaştırmak ve arındırmak elzemdir.
Teşkilat içindeki bu tür spekülasyonların partinin davasına zarar verdiği ve bu çevrelerin etkilerinin azaltılması, gerekiyorsa teşkilattan arındırılması gerektiği vurgulanmaktadır.
Sonuç: Birlik, Dava Bilinci ve Siyasi Sorumluluk
Çanakkale’de oluşturulmaya çalışılan kutuplaşma ve kaos algısı, kişisel hırsların ve çıkar hesaplarının bir yansımasıdır. Ancak, Bülent Turan, Ayhan Gider ve Fatih Şahin gibi isimlerin sağduyulu duruşları, bu oyunları boşa çıkaracaktır diye düşünüyoruz.
Bölgenin geleceği, kişisel hesaplardan arınmış, hizmet ve birlik odaklı bir anlayışla şekillenecektir. Teşkilat içindeki uyum ve dayanışma, yalnızca AK Parti’nin gücünü artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Çanakkale’nin kalkınmasını sağlayacak temel unsur olacaktır.
“Rant ve Çıkar Odaklı Kaos Siyaseti: Huzursuzluğu Körükleyenler ve Siyasi Ahlak Sınavı”
Spekülasyonlar, Fitne Söylemleri ve İlkesiz Yöntemlerle Birlik Hedef Alınıyor
DİP NOT: Geçmişte olduğu gibi, bugün de, yarın da; siyaseten yanlış yapmış, ismi ranta ve kirli ilişkilere bulaşmış olan, hata ve yanlış yapmakta ısrar eden, ilkesiz ve ahlak dışı yöntemlerle adı spekülasyonlara karışan her kim var ise, kamuoyunun ve toplumun menfaati adına tespit ettiğimiz takdirde ifşa etmeye, eleştirmeye ve doğruları savunmaya devam edeceğiz. Çünkü siyaset arenasında huzursuzluğu körükleyen, kaosu büyütmeye çalışan bazı çevrelerin kişisel çıkar, mevki ve rant odaklı beklentilerle hareket ettiklerini gözlemliyoruz. Bu grupların, rant ve çıkar odaklı, kaostan beslenen dedikodular, fitne söylemleri ve benzeri yöntemlerle siyasi birlikteliği zedelemeye çalıştıkları açıktır. Ancak, dürüstlükten ödün vermeyen ve sorumluluk bilinciyle hareket eden bir siyaset anlayışı, ilke ve ahlaktan beslenen şeffaflık ve hesap verilebilirlikten güç alır. Siyasetin geleceği, bu değerleri koruyanların omuzlarında yükselecektir.. Şimdilik kalın sağlıcakla..