Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Çanakkale’de Muhalif Seslere Tahammülü Yok:
Çanakkale CHP Örgütünde Demokrasiye Kansız Giyotin;30 Kişi İhraç Edildi..
Çanakkale Cumhuriyet Halk Partisi’nde, seçim sonrası başlatılan disiplin süreci sonuçlandı. Partinin seçim sürecine zarar verdikleri gerekçesiyle Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından İl Disiplin Kurulu’na sevk edilen 33 kişinin dosyası görüşüldü. İncelemeler sonucunda, 33 kişiden 30’unun partiden kesin olarak ihraç edilmesine karar verildi. Genel ve yerel seçimlerde ön seçim talep eden bu üyelerin, disipline sevk edilerek ihraç edilmesi, CHP Çanakkale örgütü içerisinde demokrasi söylemleriyle çelişen bir tablo ortaya çıkardı. Parti içi demokrasiyi savunanların bu şekilde cezalandırılması, CHP Çanakkale örgütü tabanında büyük bir rahatsızlık yarattı.
Muhalefetin Muhalif Seslere Tahammülü Yok
Parti içindeki disiplin süreçleri, CHP Çanakkale örgütü tabanı tarafından muhalif seslere karşı tahammülsüzlük olarak değerlendiriliyor. Muhalefetin, parti içindeki muhalif sesleri susturmak için disiplin ve ihraç mekanizmalarını kullanması, bu süreçte daha da belirgin hale geliyor. Disipline sevk edilen ve ardından ihraç edilen üyeler, CHP Çanakkale örgütü içinde derin bir kırılmaya yol açtı. CHP’nin demokratik söylemleriyle ters düşen bu politikalar, örgütte geniş bir rahatsızlık yaratıyor.
Parti içindeki gruplaşmalar ve kamplaşmalar, belediyede çalışan bazı personellerin sürgün edilmesi ve yerlerinin değiştirilmesiyle daha da görünür hale geldi. Bu olaylar, CHP Çanakkale örgütü içinde demokrasinin ciddi şekilde yara aldığına dair görüşleri güçlendiriyor. Çanakkale’de yaşanan bu gelişmeler, örgütün iç yapısında derin çatlaklar oluştuğuna dair endişeleri artırıyor.
Kansız Giyotin Çalışıyor: Disipline Sevk ve İhraçlar
Parti içinde işleyen disiplin süreçleri, demokrasiye vurulan kansız bir giyotin gibi algılanıyor. Özellikle genel ve yerel seçimlerde ön seçim isteyenlerin disipline sevk edilmesi ve ardından ihraç edilmeleri, CHP Çanakkale örgütü içinde parti içi demokrasinin sorgulanmasına yol açıyor. CHP’nin demokratik söylemleriyle ters düşen bu politikalar, tabanda geniş bir rahatsızlık yaratıyor.
Parti içindeki gruplaşmalar ve kamplaşmalar, belediyede çalışan bazı personellerin sürgün edilmesi ve yerlerinin değiştirilmesiyle daha da görünür hale geldi. Bu olaylar, CHP Çanakkale örgütü’nde demokrasinin ciddi şekilde yara aldığına dair görüşleri güçlendiriyor.
Habil ve Kabil Mücadelesi: Kim Habil, Kim Kabil?
Parti içindeki bu çatışma, taban tarafından kardeşler arasında çıkan kavgaya benzetiliyor. Habil ve Kabil hikayesinden esinle, bugün CHP’de kim Habil, kim Kabil? Eleştirenlerin ihraç edilmesi, partiyi kardeşler arası bir mücadeleye sürükleyen bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu sürecin, CHP Çanakkale örgütü’nün özgürlükçü yapısına zarar verdiği ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğuracağı yönündeki görüşler tabanda dillendiriliyor.
Süleyman’ın Mührü Ellerinde, Peki Ya Süleyman’ın Adaleti?
CHP’de bugün gücü elinde bulunduranlar, Süleyman’ı anımsatan bir otoriteye sahip. Ancak parti tabanında şu soru soruluyor: Mührü elinde bulunduranlar, adaleti de sağlayabiliyor mu? Mühür bugün birilerinin elinde olabilir, fakat bu güç adil kullanılmadığı takdirde, CHP Çanakkale örgütü içinde derin çatlaklar oluşması kaçınılmaz. Mührün el değiştirmesiyle birlikte bu adaletsizliklerin sona erip ermeyeceği de CHP Çanakkale örgütü içinde en büyük sorulardan biri.
Tabandan Yükselen Tepkiler
CHP Çanakkale örgütü tabanında, bu ihraç ve disiplin politikalarının CHP’nin uzun vadeli geleceğine zarar vereceği görüşü hakim. Taban, partinin köklü demokrasi anlayışından uzaklaştığını ve bu tür disiplin süreçlerinin seçim sonuçlarına olumsuz yansıyacağını düşünüyor. Bu gelişmelerin, partinin yerel ve genel seçimlerdeki performansını olumsuz etkilemesi kaçınılmaz bir sonuç olarak görülüyor. Ancak ilerleyen süreçte ki delege seçimlerin de parti tabanının müdahalesine ve bozulduğu düşünülen teraziye ayar çekilmesine kesin gözle bakılıyor.