Daha önce üstüne basarak, altını çizerek vurgulamıştık.. Tekrar edelim; Siyaset mezarlığı kendisini bulunmaz bir nimet gibi gören politikacılarla dolu. Gazetecilik yaşantımız da bunun örneklerini çokça gördük ve yaşadık. Mesleğe ilk başladığımız yıllarda Çanakkale bölgesinde kargadan başka kuş tanımayan o kadar çok siyasetçi vardı ki. Sanırsınız ki küçük dağları bunlar yaratmıştı. Sonuçta onların dönemi bitince koltukta altlarından gidince siyaset mezarlığında yerlerini aldılar. Birçoğunun bugün ne ismi, nede cismi anımsanıyor.
Onlara sözümüz ;Onurunuzu bir kenara bırakır,Geçmişin acı veren haberlerini,yaşanmış örneklerini unutursanız…Sonunda bir hiç olursunuz, Siyasetin tozlu raflarında kaybolursunuz.
GELELİM KONUMUZA
Şahsi ve siyasi bir talepte bulunan Çanakkale’de ki bir Belediye Başkanının, bir Kurum Müdürünü sürgün ile tehdit ederek ”Yapacaksın, Sen kimin adamısın, seni kim getirdi buraya.. biz gereğini yapmasını biliriz..” tehditi karşısında Müdürün ”Ben görevimi yapıyorum, tehdit etmeyin, gereğini yapın..” dediği öğrenildi.
Ülkece geçirdiğimiz bu zorlu süreçte bürokrasiyi siyaset ile tehdit eden zihniyeti hangi siyasi görüşten olursa olsun kınıyoruz. Yerel ve ya Genel iktidarı/siyaseti hizmet aracı değil , tehdit ve baskı aracı olarak görenleri ise ”HATIRLATACAĞIZ..” diyerek tarihe bir not daha düşüyoruz.
DİP NOT : Müdürün ismini zarar görmemesi adına şimdilik saklı tutuyor, Belediye Başkanına ise ; parmak sallamayı bırak, sen BELDE’NE hizmet et, haddini bil diyoruz. İsminin anlamı Cennette ölümsüzlüğü ermiş olanlar, Dünyada ki isminizi de hizmetlerinizle ölümsüzleştirin, GÜMÜŞ adınızı TENEKEYE düşürmeyin… Şimdilik kalın sağlıcakla..