FETÖCÜLERE- HİMMETÇİLERE.. GÜLEN’İN EDEP YAHU’CU LARINA TUKAKA OLMADIK OLMAYACAĞIZ.!
ÖNCE SOKAĞIMIZ= ÇANAKKALE.!
Siyasetçilerin bir gözü görmez olunca siyasetin de gözü kör oldu.
İşine geleni görüp söylemek, işine gelmeyeni görmezden gelip üstünü örtmek siyaset sanatı oldu.
Siyaset hakça halka hizmet etmek sanatı ya da “Halk’a hizmet Hak’ka hizmet” yolu olmaktan çıktı, ticari kazanç ve itibar edinme kapısı oldu.
“Her doğru, her yerde söylenmez” söylemi gelip siyasetin üstüne oturdu, siyasetçilerin baş tacı oldu.
Gördüğünü, düşündüğünü dürüstçe ortaya koyanlar siyasette işe yaramaz adam , “ tu kaka “ oldu.
Hatta o kadar ki; yanlışları görüp dillendirenler akılsız, susup “dilsiz şeytan” olanlar siyaseten akıllı oldu.
Velhasıl siyasette asalet yok oldu.
İktidarın yanlışlarını dile getirirsen hemen yaftayı vuruyorlar, sen muhalefet partilisin…
Muhalefetin eksikliğini anlatıyorsun hemen diyorlar ki sen iktidarın değirmenine su taşıyorsun.
Parti içinde öz eleştiri getiriyorsun lafı ağızına tıkıyorlar, söyleme bunu kardeşim, partiye zarar veriyorsun…
Siyasette herkes işine yarayan kantarının bir topuzuna sarıldı.
Bir anımı nakledeyim.
Siyaset hakkında gördüğüm yanlışları en çıplak haliyle ve olabildiğince yüksek sesle dile getiriyor, o yana bu yana yalpa yapmadan dümdüz eleştirilerimi sıralıyorum.
Çok sevdiğim ve beni sevdiğinden emin olduğum siyasetin içinden bir arkadaşım, kolumdan tutup bir kenara çekti. Dedi ki, şu çeneni biraz tut. Her yanlışı sen görme, her gördüğünü, her aklına geleni söyleme…
Yanlış bir şey mi söyledim, bir haksızlık mı yaptım ? diye sorunca; Yahu söylediklerinin hepsi aslan gibi doğru altına imzamı atarım ama bunları sen söyleme, bırak başkaları söylesin. Doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğunu bilmiyor musun?..
Beni bu şekilde uyaran arkadaşım genellikle eleştiriden kaçınıp, övgülerini dile getirdiği ve söylenecek ağır sözleri başkalarına bıraktığı için siyasette bir hayli başarılı oldu, bir yerlere gelebildi…
Şimdi gelelim oraya…
Hemen her gün partili belediyelerin bir yolsuzluğu, bir kanunsuzluğu duyuluyor.
Peki, o belediye başkanının mensup olduğu parti ne yapıyor?
Diyelim ki parti içi organlarla kendi bünyelerinde bir soruşturma yapıyorlar. Sonuçta bu güne kadar ne gördük? Sadece partiden birkaç tane ihraç olayına tanık olduk.
Peki; her hangi bir Partinin yolsuzluk yapan kendi mensubu belediye başkanı hakkında yargıya başvurduğunu veya görevden alınması için İç işleri Bakanlığına başvurup alın bunu görevden diye talepte bulunduğunu gördük mü? görmedik, göremeyiz!
İşte orada siyasetçilerin gözlerinin kör tarafı devreye girer, gözlerine kara perde iner. Olmadık melaneti göremez olur.
Memleket zarar görmüş, halk mağdur olmuş umurlarında mı ? yeter ki parti zarar görmesin. İktidar elden gitmesin. Göstermelik bahaneyle iktidar yoluyla sağlanan nimetler gelmeye devam etsin.
Doğruyu bilip de söylemiyorsan, yanlışa karşı durmuyorsan, doğruluğu önce kendinde aramayıp başkalarında arıyorsan, yurduna, ulusuna, halkına sahip çıkmıyorsan; elinde demirden sopa olsa da olmasa da çoban nereye sürerse oraya gidersin azizim..
Kimse kusura bakmasın, Tu-Ka-Ka yada sahtekar yalamalardan olmadık olmayacağız, soracak hesabımız var, inlerinden çıkaracağız. Ya sabır, az daha… ARŞİV- BELGELER affetmez. Şimdilik kalın sağlıcakla.